29 Ekim 2012 Pazartesi

son kararım: patates ve muz!

               Benim hiç "en sevdiğim meyve" ve ya "en sevdiğim sebze" olmadı. Hep "hepsini severim ayırt etmem" di cevabım. Ama bu aralar farkettim ki (her ne kadar kirazı, çileği, mantarı her zaman bayıla bayıla yesem de) onsuz yapamayacağım, markette sebze-meyve reyonuna girdiğimde almadan çıkmadığım tek meyve var: muz!:) peki ya patates peki ya patates.. bir sebzenin her şekli güzel olabilir mi Allaaam yareppim:) ama favorim kızartması. eğer yediğime içtiğime dikkat etmeyen bir olsaydım şu güne kadar vücudumun 1/3 su, 2/3 ü patates kızartması olurdu:P


                  peki bu yazıyı yazmamın sebebi şu anda fırında patatesin pişiyor olması ve daha 15 dk önce marketten gelirken "keşke muz da alsaydım" diye iç geçirmem olabilir mi? yok caanımmm ne alakası var:) :P

14 Ekim 2012 Pazar

Tayland Gezisi vol3

merhaba:) Tayland gezisinin son kısmıyla burdayım:)
burası bir eğlence parkıydı.  turistlere yönelik şovlar vardı. şov sonrası da hayvanlarla fotoğraf çektirilebiliyordu.  bize biraz pahalı geldiği için çektirenleri çekmekle yetindik:)
 Tayland ta o sıralar "Çin Yeni Yılı" demiştim ya işte bu da yeniyıl dolayısıyla geleneksel kıyafetlerini giymiş Çinli çocuklar:) bu arada Tayland ta ebeveynlerinin kucaklarındaki çocukları çok rahatlıkla sevebiliyorsunuz. yabancısınız diye sizden uzakta tutmuyorlar çocuklarını. Çekik gözlü bebelerde ayrı bir tatlı oluyor, ben dayanamayıp hepsinin üzerine atlayıp mıncıklayacaktım neredeyse:) :P
 Bu bir tapınak. Taylandlılar şu şekilde dua ediyorlar: fotoğraftaki gibi ellerine bi miktar tütsü alıp fotoğraftaki adamın tuttuğu şekilde tutup dua ediyorlar. ya da fotoğraftaki adamın biraz gerisindeki sarı etekli hatunun yaptığı gibi alınlarını ellerinin üzerine koyuyorlar. fotoda görünmüyor ama baktıkları yönde bir budha heykeli var. onun önünde de yiyecekler. burada neredeyse her köşe başında üzerinde yiyecek içecek olan sehpa tarzı şeyler var. tanrılarına yiyecek sunma şekilleriymiş.  gelelim bu tütsüleri ne yaptıklarına, duaları bittikten sonra adamın sağ tarafındaki büyük çanaklar var ya onun içine dikiyorlar tütsüleri. orası dolunca da görevli tütsüleri çanaktan çıkarıyor yenilerine yer açmak için.
ortadaki minik ışıklı yer de budha var. dediğim gibi çok görünmüyor:) çiçekler böcekler , yiyecekler hep budha için konulmuş:) sanki yiyebilecek( töbe Bismillah:))
 bu yumurtalar sanırım bıldırcın yumurtası pişirme şekli çok hoşuma gitti:)
 Budist rahipler ve Thai gençleri
 yiyecek doğru düzgün bir şey bulamayan biz sonunda İran lokantası bulduk:) damak tatları bizimkine çok yakın iranlıların. yemeklerine de bayıldık:) yemek demişken, en üstte bahsettiğim eğlence parkında hintli bir aileyle tanıştık. yemek zamanı 2 bölüm vardı salonda. Hint mutfağı ve Thai mutfağı bölümü. biz helal diye Hint yemekleri olan kısma girdik hintli aileyle. menüde çorba, garip safranlı bir pilav yine garip etli bir yemek vardı. ben alışkanlıkla yumuldum çorbaya. ama o nasıl bir tat, tatsız tuzsuz soğuk bi çorba:) sonra yanımdaki Hintli bayan uyardı. meğer benim mercimek çorbası zannettiğim şey pilav sosuymuş. pilavın üstüne döküp öle yiyorlarmış. çok güldüler halime:) ama ben de onların şu hallerini garip karşıladım: yemeği elleriyle yiyorlar ve tabağı yine elleriyle sünnetliyorlar. Onların adetleri bu olabilir ama görüntü gerçekten fenaydı:S
 ilk suşhi denemem:) cık sevmedim!
 Veeeeee en sonunda "GÜLE GÜLE TAYLAND!"


 Uzakdoğu her şeyiyle bizden çok farklı ve şahit olunması gereken bir güzellik! Dünya gözüyle bir daha görmeyi çok isterim doğrusu:)


13 Ekim 2012 Cumartesi

Tayland Gezisi vol2

merhaba:) nerede kalmıştık:) hemenn devam edelim:)

Aşağıda gördüğünüz bina en büyük tapınakları. ismini unuttum maalesef:(
     burası da "floating market" dedikleri yüzen pazar. Tayland ta kazıklandığımız tek gezimiz:) şöyle ki, yolarkadaşım la meşhur pembe taksilere binip şehir turu yaptık( bu arada benzin inanılmaz ucuz orda. koca şehir turu 10-12 lira filan tuttu Türk parasıyla:)) sonrasında bizi nehir kenarında indirdi adam. biz de yüzen pazara gitmek istedik. bir yer bulduk hem nehirde tekne turu yaptırıyormuş hem de yüzen markete götürüyormuş. yolarkadaşım inanılmaz pazarlık yapar öyle böyle değil:) baya bi pazarlık yaptı tam miktarı hatırlamıyorum ama ilk fiyattan baya bi uyguna kiraladık tekneyı.      neyse efendim biz gezdik nehri yüzen pazara da gittik. ama diyoruz ki pazarda birbirimize "yahu TV de ki gezi programında gördüğümüze hiç benzemiyor bu sanki daha küçük". sonra gezmiş olmanın mutluluğuyla otele döndük.       oteldeki rehber bize o gün neler yaptığımızı sordu. biz de anlattık. biz anlattık kadın şok oldu:) meğerse otelin bize yapacağı yüzen pazar turundan 3 kat fazla ödemişiz:) bir de o gittiğimiz yer gerçek yüzen pazar değilmiş daha miniğiymiş:) böyle de bi kazıklanma hikayemiz var:)
Tayland ta 3 büyük budha varmıŞ. Yatan, Ayakta ve oturan budha. aşağıda yanında sırıttığım yatan budha :)
bunlarda bir tapınağın bahçesindeki budhacıklar:)
oturan budha ve budizm i öğrenmeye gelen öğrenciler..
ayakta budha
yüzen pazarda ilk hindistan cevizi suyu deneyimim. yüzümden de anlaşılacağı üzre hiç sevmedim:) bu arada pazarlarında hiç bir esnaf bağırmıyor " gel abla geeeaaallll!" diye:) sessiz sessiz müşteri bekliyorlar:)
 Thai yemekleri işte böyle çok iştah açıcı:P
vo2 kısmımızda bitti:) çook uzun postları sevmediğim için böyle parça parça yazıyorum. son bi vol3 mümüz kaldı. o da arkası yarın olsun:)

4 Ekim 2012 Perşembe

Tayland Gezisi vol1

merhabalar!:)  yolarkadaşımın işi dolayısıyla yurt dışına daha uygun fiyata uçabiliyoruz. Bu fırsatı değerlendirmek içinde elimizden geleni yapıyoruz:) bu değerlendirmelerin ilki geçen yıl gittiğimiz Tayland tı. Biz Taylandın başkenti olan Bangkokta kaldık.  kesinlikle muhteşem bir yer! kültür olarak bizden çok çok farklı olduklarında dışarda sürekli bir oraya bir buraya bakıp hayretlerinizi fışkırtmak durumunda kalıyorsunuz:)
ama bir uyarı: şehir gerçekten çok kötü kokuyor( sanırım kullandıkları yağlar ve çok fazla dışarıda yemek satan tezgahların olmasından kaynaklanıyor) kolayı çok çok nadir tüketen ben bile elimde kola şişesiyle gezdim mide bulantımı bastırıyor diye:)
Bangkok a Katar üzerinden gittik. Katar da Bangkok uçağını beklerken bu aile boyu lolipopları gördük:) çok sevdim!
bizim gittiğimiz zamanlarda yani ocak ayı ortalarında Çin yeni yılı kutlamaları vardı. Tayland ta da çok fazla çinli olduğu için her yer geleneksel objelerle süslenmişti

kahvaltımız.. menüde çok şey var gibi görünse de aslında hiç bir şey yok:) "helal" katagorisine giren yiyecekler sayılı olduğu için otelde ancak bunları yiyorduk: bol bol meyve, patates ve domates. zeytin ve peynir kültürleri hiç yok. yan masadaki yerli turistler haşlanmış pirinçle dolduruyorlardı tabaklarını. kahvaltı olarak sadece bu var hayatlarında:) çok garipsemiştim doğrusu:)

otelin bahçesinde.. fotoda görülen şahıslar ülkenin kral ve kraliçesi. tabiri caizse neredeyse krallarına tapıyorlar. 




pazar yerinde bir tezgah :)


yine pazar yerinden. burası "floating market" dedikleri yüzen pazar. yiyecekleri sandalların içinde satıyorlar. sol taraftaki kırmızı meyve "rose apple" dedikleri muhteşem bir tat! ben çok beğendim tadını:)


bangkok evleri... gerçekten çok pis ve dağınıklar.. evlerin hali genelde böyleydi..


sokakta noodle satan kadınlar

kadın her yerde kadındır:) bu arada kıyafetler inanılmaz ucuz ve güzel ! ben salyalarımı zor topladım, hangisini alacağımı şaşırdım:) 


çok değişik tropikal meyveler var:)



burada tavuklar başı kesilmeden öldürülüyorlar ve yine aynı şekilde satılıyorlar. bu yüzden beyaz et Tayland ta helal değil!


ızgara muz desem:)


taksilerin rengi beni benden aldı:)


geleneksel ulaşım aracı tuk tuk! mutlaka binilmesi gerek:) ama sıkı tutunmakta fayda var:)


şimdilik bu kadar.... devamıı bi sonraki postta:)