31 Mayıs 2012 Perşembe

ADP Hatırası:)

             Geçen sene ilçe rehber öğretmenleri olarak AÇEV den ADP (Anne Destek Programı) eğitimi için talepte bulunduk. sağ olsunlar bizi kırmadılar ve ilçemize kadar gelip bize eğitim verdiler. Kısaca ADP yi tanıtmak gerekirse 12 hafta süren, içinde çocuğu dinleme, sağlıklı iletişim, çocuğa sorumluluk kazandırma, çocukta olumlu davranışı arttırma, olumsuz davranışı azaltma ve çocukta cinsel eğitim gibi konuların bulunduğu 7-11 yaş grubu çocukların annelerinin katıldığı uzun soluklu bir eğitim:)
              Ben bu yıl 2. grubumu açtım ve salı günü 23 annemi ADP den mezun ettim:) kesinlikle diyebilirim ki yıl içinde yaptığım en verimli çalışma idi. sertifika töreninde annelerimin grup hakkındaki olumlu düşünceleri, çok şey öğrendiklerine dair konuşmaları ve gözlerindeki o memnuniyet ışıltısı her şeye değerdi gerçekten:)
              Eğitmen dahil katılımcıların hepsi bayan olunca sertifika töreninin de tabi pastalı börekli olması farz olur:) annelerim öyle güzel şeyler yapmışlar ki sağlıklı beslenme filan rafa kaldırıldı o gün:) 
              Sağ olsunlar beni düşünüp çok değerli bir hediye ve çiçek almışlar:) Emeklerinizden dolayı teşekkür ederiz yazısı da çiçeğin üstünde.. çok duygulandım gerçekten... annelerimin hayatına olumlu bir şeyler katabildiysem ne mutlu bana!
              Son olarak, bir annemin en son çıkarken söylediği sözleri yazmak istiyorum: " hocam artık bundan sonra daha sabırlı daha sakin bir anne olmaya karar verirdim!" sanırım mesleğimi bu yüzden seviyorum: insan hayatına güzel şeyler katabilme şansım olduğu için!


bu da çiçeğim( umarım bu çiçeği de kurutmam:( çiçek bakma özürlüyüm de:( )

29 Mayıs 2012 Salı

tahinli kurabiye:)

merhabalar:) evlendikten sonra kendimi yemek yapmaya verdim :P sürekli yeni tarif aramalar, sürekli yeni yemek denemeler ve eşi kobay olarak kullanmalar... bizim ev "Yemekteyiz" programı gibi :) eşim de maşallah eleştiri konusunda ordaki yarışmacılara taş çıkartır cinsten :P  yok yok abartmayayım  genelde çok beğeniyor yaptıklarımı. neyse, çenem düştü ben yapmam için  çok istek alan ve burada paylaşmak istediğim tarife geçeyim:)

Tahinli Kurabiye:
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı pudra şekeri
2 kahve fincanı tahin
3.5 su bardağı un
1 su bardağı dövülmüş ceviz

tüm malzemeler karıştırılıp hamur haline getirilir. 180 derece de pişirilir. ve afiyetle yenir:)

denemenizi şiddetle öneriyorum. eğer benim gibi tahinli şeyleri seviyorsanız bu kurabiyelerin müptelası olabilirsiniz:)

fotoğrafı netten aldım. çünkü foto çekmeyi unuttum ama bu resimdekinin aynısı oluyor görünüşü:)
kaynak:http://asyacan07.blogcu.com/tahinli-kurabiye-severmisiniz/4291017

27 Mayıs 2012 Pazar

Çiçekler Büyür!

                 " Çiçekler Büyür".... belki en az 10 kere okuduğum kitap. yani başucu kitabım oluyor kendisi. ilk okuduğumda sanırım orta sona gidiyordum. o yıldan bu yıla ortalama her yıl bi kere okumaya gayret ederim:) düşünün artık bu kitabı ne derece beğendiğimi:) Kitabın yazarı Emine Işınsu. bu kitabının haricinde bir kaç kitabı daha var ama hiç biri bunun kadar sarmadı beni.
                     kitabın baş kahramanının ismi "ilay". ben de o yıllarda ilerde kızım olursa ilay koyacağım adını diyordum ve ne tesadüftür  ki yıllar sonra isimleri babaları tarafından sırf bu kitaba duydukları hayranlıkla ilay konmuş bayanlarla karşılaştım. hatta facebook ta grupları bile var:)
                    kitabın konusuna gelirsek: 1960 lı yıllarda Bulgaristan'da Türklere yapılan zulüm İlay ve Mehmet Ali'nin aşkı etrafında anlatılmış. Hayat görüşleri tamamen farklı ama sevdaları da bi o kadar güçlü bu iki gencin ikilemlerini anlatıyor. ilk okuduğum yıllarda o kadar küçüktüm ki satır aralarında anlatılmaya çalışılan ülkücülüğü farketmemiştim. ama büyüdükçe kitaptaki bu arka planı daha iyi görebiliyorsunuz. ama her halükarda kesinlikle okunmaya değer bir kitap! şiddetle tavsiye ederim!

                                                 

26 Mayıs 2012 Cumartesi

dil sürçmesi :)

"özürlü" demek yerine "engelli" demeye çok özen gösteren, "özürlü" kelimesi dilinin ucuna geldiğinde hemen "engelli" kelimesiyle değiştiren bir psikolojik danışman, outlet mağazada annesinin "şimdi buradaki ürünlerin hepsi özürlü mü?" sorusuna "yok, hepsi engelli değil bazıları sadece seri sonu" demesi ve cümleyi tamamladıktan sonra yaptığı hatayı fark etmesi freudian slip midir, değil midir? :)



25 Mayıs 2012 Cuma

Küçük Ayak Sendromu!

          Evet, bu hastalık ismini ben uydurdum! ama eminim ki yalnız değilim bu hastalıktan muzdarip olan, varsınız oradasınız biliyorum  K.A.S li insanlar!:)


                  Ayak numaram 35. 36 numaralar gayet büyük geliyor:( gelin ayakkabısı ararken artık ağlama noktasına gelmiştim! o kadar çok ayakkabıcı gezdim ki ama hiç birinde ayağıma olan ayakkabı bulamadım. hatta en son çocuk reyonuna girdim gelin ayakkabısı için! o derece yani:) sonunda bir ayakkabıcı "ayakkabıyı istadiğiniz ölçülerde yaptırabilirsiniz" deyince gözlerimden ışık hüzmeleri fışkırdı:P ben de özel yaptırdım da öyle hallettim gelin ayakkabısı işini:)  


                Bu gün de 212 AVM de idim. bu aralar hem işte hem de normal hayatta giyebileceğim sandalet arıyor gözlerim. 212 ye gitmişken bi bakayım dedim. ama sonuç yine hüsran:( hiç biri ayağıma olmadı. ağlamaklı bir son bakış atıp beğendiğim ayakkabılara bir Hülya Koçyiğit edasıyla elim alnımda çıktım tüm mağazalardan :P


          Küçük Ayak Sendromlular olarak birleşip isyan edelim bence, neden hep ayakkabılar 36 numaradan başlıyor diye!


24 Mayıs 2012 Perşembe

ergen isyanı!

Düğmeye bir kaç kez bastığın halde açılmayan otobüs kapısından mütevellit şoföre sorduğun "orta kapıyı açar mısınız?" sorusuna "düğmeye basarsan açarım!" cevabıdır beni ergen isyanına sevk eden!

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Abdest almanın sebebi bilinenden farklı imiş !...



Namaz kılmadan önce neden abdest alınır, şeklinde bir soru ile karşılarşırsak ne cevap veririz ?
‘’ Namaz ibadeti Allah huzuruna çıkmaktır, bu sebepten saygımız gereği temiz olmak gerekir ‘’ şeklindeki cevap ilk akla gelen ve en tabii cevap olacaktır.
Bu cevap doğrudur. Temizlik de abdestin gerekçelerinden biri. Ama abdestin öncelikli gerekçesi bu değilmiş. Son incelediğim bir eserden, namazdan önce abdest alınmasının gerçek sebebini öğrendim. Bana çok ilginç ve akla yakın geldi. Sizinle paylaşmak istedim.

Eser:Sınır Ötesi Yayınlarından. İsmi DİN VE BEYİN. Yazarı Osmangazi Üniversitesi Nöroloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. GAZİ ÖZDEMİR. Gazi Hoca, bu eserinde insanın yapısına yaratılıştan konulan din olgusunu tıpın Nöroloji bilim dalı ve Kur’an esasları içinde inceliyor. Kur’an ile konulan İslam Dini esaslarını inanılmaz bir gerçeklik ve bilimsellikle açıklıyor. Yaklaşık 550 sayfa hacmindeki bu eserini okuyunca ‘’ din gerçeğini ‘’ tüm yönleri ile çözmüş oluyorsunuz. İşte abdestin gerçek sebebini bu eserden öğrendim. Anladığım şekli ile size aktarmaya çalışacağım.

Daha önce ‘’ Kuantum Düşünme Tekniği ‘’ konulu birkaç yazımda da belirttiğim gibi, düşünce de bir enerji imiş. Burada bir nokta koyalım ve Kuantum konusuna gelelim:
Canlı ve cansız tüm varlıkların bölünebilen en küçük parçası atomdur. Ama sonradan atomunda altında küçük parçaların varlığı belirlenmiş. Atom altı bu parçaçıklara '' foton'' deniliyor. Atoma kadar tüm kimyasal ve fiziksel oluşumlar fizik kanunlarına tabi oluyor ve kontrol edilebiliyor. Yerçekimi ve merkezkaç kuvvetleri gibi. Fakat atom altı parçacıklar yani fotonlar ise fizik kurallarına tabi değil. Aynı anda burada, binlerce kilometre uzakta veya yine aynı anda her yerde. İşte Kuantum konusu ve düşünce alanına uygulannması burada başlıyor. Çünkü düşünce enerjisi bu foton parçacıklarından oluşuyormuş.
Şimdi burada da duralım, konunun bir başka yönüne gelelim:
İnsan bedeni ‘’ statik elektrik ‘’ üretiyor. Tabii haliyle ve özellikle sevinç, üzüntü, heyecan, stres gibi duygu dalgalanmalarında 5-10 kat fazla olmak üzere. Bu statik elektrik insan dış yüzeyinde yani teninde birikiyor. Ayrıca tüm canılı ve cansız cisimlerin dış yüzeylerinede de statik elektrik yükü var ve insan günlük yaşantısında bunlarla el ve cücudu ile temasında da elektrik yükü alıyor ve statik elektrik birikimi artıyor. Bu birikim çepeçevre tüm vücudumuzu yani tenimizi zırh gibi kaplıyor. Defedilemez ve aktarılamaz ise insana huzursuzluk, sıkıntı ve rahatsızlık veriyor. Bu statik elektrik yükü vücuttan nasıl atılacak ? İletken maddelerle temas edilerek. Elektriğe karşı en iletkenlerin başında bildiğimiz su gelir. İnsan banyo yapınca bu yük suya aktarılıyor. İşte insanın duş ve banyo sonrası büyük rahatlık duyması bu yüzden. Bir de biliyorsunuz, çıplak ayakla toprağa basıldığında da bu yük toprağa aktarılabiliyor. Bazı psikolojik rahatsızlıklarda doktorlarlar hastanın çıplak ayakla toprakta gezinmesini önerirler. Bu pratik ve seri etki gösteren bir tedavi yöntemidir.
Artık ibadete geliyoruz:
İbadet bir takım şekilsel hareketlerin yanında aslında düşünseldir. Düşünce de yukarıda belirttiğimiz gibi bir enerjidir. Beyinde oluşan düşünce enerjisi, tüm vücut ve özellikle giysilerle kapatılmayan kafa, el, yüz gibi vücudun dış yüzeyleri ile Allah’a ve O’nun her insan için görevlendirdiği yazma ( kayıt ) ve iletişim ile görevlendirdiği aracılara yani meleklere iletilecektir. İşte insan vücudu dış yüzeyindeki statik elektrik yükü bu iletişime ve düşünce enerjisinin ilgili yerlere iletilmesinde engel oluyor ve güçlük çıkarıyor. İşte abdestin gerçek sebebi bu imiş. Namazdan önce abdest alınması ile insanın vücudundaki bu statik elektrik yükü boşatılarak iletişim kanalları açılmış oluyor ve insan Namaz ibadeti ile yaratıcısının huzuruna çıktığında O’nunla iletişim kurmasına fiziki bir engel kalmıyor.
Boy abdesti yani gusulde de gerekçe aynıdır. Cinsel bir aktiviteden de insanın aşırı bir statik elektrikle yüklenmesi olağandır. Bu elektrik yükü de yıkanmak yani gusül abdesti almakla atılacaktır.
Şimdi gelelim bu söylediklerimin sağlamasına, yani doğruluğunun ispatına:
Abdestin alternatifi nedir ? Yani su bulunmama halinde abdest gereği nasıl yerine getirilecektir?
Teyemmümle yani toprakla.
Yukarıda anlattığım gibi toprak da iletkenliği nedeni ile suya alternatiftir. İşte bu sebepten su bulunmadığında teyemmüm edilir.

-Osmangazi Üniversitesi Nöroloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. GAZİ ÖZDEMİR'in bir eserinden etkilenen v e bir blog yazısı yapan arkadaştan Alıntıdır-

kaynak: http://blog.milliyet.com.tr/abdest-almanin-sebebi-bilinenden-farkli-imis------/Blog/?BlogNo=339923&ref=fblike

22 Mayıs 2012 Salı

Ülkemin Güneyinden Numune Mahsuller:)

geçen hafta memleketten ailem geldi bizi ziyarete. bir hafta kadar kaldılar. bol bol hasret giderdik. Annem artık gelenekselleşen İstanbul dini ziyaret yerleri gezilerine bir yenisini daha ekledi:)
 sağ olsunlar mersinde ne yetişiyorsa hem de en organik haliyle bizim mutfağa depoladılar:)
İstanbul'da organik ürünler bulmak hem zor hem de pahalı. o yüzden böyle ziyaretler bizim için kurtarıcı oluyor:)
işte Mersin'den İstanbul'a bizim için getirilen mahsullerden bir kare:

21 Mayıs 2012 Pazartesi

sürpriz pasta!

Geçenlerde yani tam olarak geçenlerde olmamakla birlikte bundan bi 6-7 ay önce:) eşimin doğum günüydü. Ona tamamne bizi anlatan bi pasta yaptırmak istedim. pastacıyı buldum, nasıl bişey istediğimi tarif ettim ve ortaya şöyle bişi çıktı:
eveeet şimdide gelelim şairin burada anlatmak istediğine:P eşim bir hava yolu şirketinde uçuş harekat uzmanı. o uçak, üniforma ve bulutlar ona tekabül ediyor:) o göbekli sarı adam mı? oda bizimkinin Simpsons hayranlığının esprisi. arkadaki Simpson'un mütesettir  eşi de ben oluyorum:) ve biz çift olarak gezmeyi çok sevdiğimizden uçağın üstünde buradan görünmese de sırt çantalarımızla yolculuktayız:)
böyle temalı pastalar sürpriz için çok güzel bir alternatif bence:) ve emin olun sürpriz yaptığınız kişinin suratında oluşan o kocaman tebessüm her şeye değer:)

20 Mayıs 2012 Pazar

Argan Yağı

Argan yağı bu aralar, cilt ve saç bakımı için çok faydalı olduğunu duyduğum bir yağ. "gerçek" olanı kullananlar çok memnun kalıyor. Meyye'nin blogundan öğrendiğim kadarıyla Türkiye de orjinalini bulmak zor. geçenlerde eşimle konuşuyorduk argan yağı çok faydalıymış filan diye. o sırada TV de de Fas'ı anlatan bir programda çıktı argan yağı. konu öyle kapanmıştı.
Eşim işi dolayısıyla sürekli yurt dışına çıkıyor. bulabilirse bana gittiği yerlerden bişeyler getirmeye çalışır. dün de Fas'a gitmişti. geldiğinde elinde bu saf argan yağı vardı:)
dün ilk defa kullandık:) bakalım eğer memnun kalırsam buraya yazarım:)

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Ben Kimim?

En önemli mevzuuyu atladım sanırım:) kim olduğumu:)  
Adım Mesude. 1986 da Akdeniz'in Şirin bir ilçesinde doğdum.Ülkemin  kalabalık mevcutlu bir ilköğretim okulunda çalışan, üniversitedeki ideallerinden çok uzağa düşmüş, devlet memuru mantığına yaklaşmakta olan ve 5 psikolojik danışmanın olması gereken okulda tek başına idealistlik savaşı veren, işleri bir başına yürütmeye çalışan bir psikolojik danışmanım:) 2004te  üniversite okumak için geldiğim İstanbul'u öyle sevdim ki, burda çalışmaya başladım ve Haziran 2011 de burada evlendim. hayatımı artık burada kurdum.  Artık Akdeniz'e dönüşüm çok zor:(

yalnızlık hissi zor..

insan kendini neden yalnız hisseder? arkadaşlıktan duyulan o tatmin duygusu nerede başlar? çevrendekilerle senin arkadaşlıktan anladıkların farklıysa ne olur? hafta sonunu evde tek başına hiç telefonun çalmadan geçirmek ne zor bir duygudur..
karmaşığım bu aralar dostluk mevzuunda..